22 milyon kişi riskli yapılarda yaşam sürüyor
Geçtiğimiz günlerde Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 'Gündem Buluşmaları' toplantısı düzenlendi. 39'uncu kez düzenlenen toplantıda, sektörün son durumu ve Türkiye'deki deprem gerçeği ele alındı.
Online olarak gerçekleştirilen ve açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan'ın yaptığı, "Pandeminin Domino Etkisi: COVID-19/EKONOMİ-21" başlıklı toplantı, inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından takip edildi.
5 YILDA 1.5 MİLYON KONUT DÖNÜŞÜM HEDEFİ
Bir önceki 'Gündem Buluşmaları' toplantısında, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün ve GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ile birlikte deprem güvenliği için kalıcı çözüm üretmek amacıyla bir araya geldiklerini hatırlatan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, "Çok yüksek bir uyum yakaladığımız bu toplantının ardından Türkiye Müteahhitler Birliği'nin öncülüğünde, sektörümüzün önde gelen sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıyla, deprem güvenliğini ülkemize yakışır hale getirebilmek için bir bildiri yayınladık" şeklinde konuştu.
Deprem tehlikesine karşı risk taşıyan 6.7 milyon konutun dönüşümünü gerçekleştirmenin çok büyük bir sorun olduğunu belirten Küçükoğlu, "Bu sorunu kısa vadeli çözümler ve heveslerle değil, 15-20 yılı kapsayan, bilinçli, topyekûn bir seferberlik şuuru ile giderebileceğimize inanıyoruz. Ülkemizde şu an 6,7 milyon riskli konutta 22 milyon vatandaşımızın barındığını kabul ediyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde büyük bir başarı ile 1,5 milyon konutun dönüşmesiyle 5 milyon vatandaşımızın daha güvenli konutlarda oturabilecek. Ancak 5 yıl sonra da 17 milyon vatandaşımız riskli konutlarda oturmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.
"UZUN VADELİ ÇABAYA İHTİYAÇ VAR"
Riskli binaları güvenli hale getirebilme adına inşaat sektörünün gelişmiş imkanlara sahip olduğunu ifade eden Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, "Müteahhitlik hizmetlerimizle, mühendislik, proje geliştirme ve uygulamanın yanı sıra inşaat malzemesi sanayimizin teknolojisiyle, kapasitesi, maliyet ve fiyat performansı ile çok ileri seviyedeyiz. Sahip olduğumuz bu güce güvenerek, depreme dayanıklı konutlara geçebilme seferberliğine daha büyük umutla bakıyoruz. Her deprem sonrası yükselen heyecanımız, zaman geçtikçe unutmaya ve kanıksamaya dönüşmemeli. Bunun için de toplumumuzun deprem güvenliği bilincinin geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sorunlu bina stokumuzu ülkemize, sektörümüze yakışan seviyeye getirmemiz için uzun vadeli, daha istikrarlı, kararlı ve sürekli bir çabaya ihtiyacımız var" diye konuştu.