Dere yatağındaki konutların durumu düşündürüyor
Geçtiğimiz günlerde Batı Karadeniz şehirlerinde yaşanan, geçtiğimiz yıllarda ise birçok farklı şehirde olumsuz sonuçlar doğuran sel felaketlerinin bir daha yaşanmaması adına dere yataklarına yapılan evlerin durumu düşündürüyor. Uzmanlar, dere yataklarında bulunan evlerin güvenli bölgelere transfer edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
İmara açılacak alanlar için yetkili idarelerce zemin ve temel etüt raporlarının zorunlu şekilde istenmesi gerektiğine dikkat çeken Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı Hakan Akdoğan, "Yapıların inşa edildiği yerlerin dere yatağı olup olmadığı bu kontrollerle sağlanmalıdır. Bu rapor riskli bölgelerde her bir parsel için ayrı ayrı olmak üzere, yapının temel ve statik hesaplarının yapılabilmesi için zemin araştırma verileri ile geoteknik değerlendirmeleri içeren bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hazırlanan rapordur" şeklinde konuştu.
ESKİ YAPILAR DAHA FAZLA RİSKLİ
Türkiye'nin birçok farklı şehrinde dere yatağında konutların inşa edildiğini belirten TÜGEM Başkanı Akdoğan, "Ülkemizde bazı bölgelerde plansız yapılaşma nedeniyle yapılan eski ana yapılar söz konusu. Hatta bu yapıların önemli bir kısmı da imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi alarak binalarını yasal hale getirmiş olabilirler. Yeni yapılarda bu hususlara imar kanunları çerçevesinde daha özen gösterilirken maalesef eski yapılmış yapılarda hâlâ bazı riskler söz konusu. Eğer böyle bir alan varsa da bu alanlar yetkili idareler tarafından başka bölgelere transfer edilmeli" ifadelerini kullandı.
Dere yatağında inşa edilen konutların Batı Karadeniz'de oldukça risk içerdiğini ifade eden Akdoğan, "Son dönemde Bartın, Sinop ve Kastamonu'da bunlara üzülerek şahit olduk. Lakin gene baraj kapaklarının açılması durumunda risk içeren, derelerin denize açıldığı alanlar, taşkın bölgeleri olarak ayrı tedbirler alınması gereken yerler. Malum İstanbul'da bile Basın Ekspress yolunun sular altında kaldığına daha önce şahit olduk. 2009'da tarihinin en büyük sel felaketini yaşayan İstanbul'da aralarında tır sürücülerinin de bulunduğu 24 kişi hayatını kaybetmişti. Bu güzergahlarda yapılacak olan islah ve genişletme çalışmaları da son derece önem taşıyor. Ayrıca şehirler planlanırken yağmur suyu akışına göre planlamaların yapılmasına dikkat edilmeli" diye konuştu.