İNDER'de yeni dönem başlıyor: Tüm Türkiye'den üye alınacak
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER), yıl sonu değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda basınla bir araya geldi. Toplantıda derneğin yeni yapılanmasına ilişkin önemli açıklamalarda bulunan İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, 24 Haziran seçimlerinden sonra yeni bir döneme giren Türkiye'de derneğin potansiyel gücünün ortaya çıktığına dikkat çekti.
DERNEĞİN İSMİ DEĞİŞİYOR
İNDER isminin "İnşaatçılar Derneği" olarak değiştirileceğini ve Türkiye'nin her yerinden üye kaydedileceğini açıklayan Nazmi Durbakayım, "Türkiye'nin birçok şehrinden İstanbul İnşaatçılar Derneği olarak bilinen İNDER'i arayan meslektaşlarımız, aynı çatı altında mücadelemize destek vermek istediğini belirtti. Ülke genelini yakından ilgilendiren Afet Yasası ve İmar Barışı gibi konularda da derneğimizden destek isteyen firmalarımız, İNDER'in ulusal bir vizyonda hizmet vermesinin gerekliliğini ortaya koydu" ifadelerini kullandı.
İNDER'in kamusal hizmet deneyimini anımsatan Durbakayım, "İlk kurulduğunda sektörün tek temsilcisi olarak, kamusal hizmet vermekle yükümlü kılındı. Özellikle sektörün içinde bulunduğu darboğazlarda demir ve çimento kıtlığı olduğu dönemlerde kamu tarafından düzenleyici yükümlülükler üstlendi. Bunun yanı sıra (1972) inşatçıların bağ-kur'lu olabilmeleri için İNDER üyesi olması şart koşuldu. Nitekim bu gibi yetkilere sahip olan İNDER'in üye sayısı 8 bini aştı. 2006 yılında İNDER'in üye kayıt defterlerini yenilemesi için yaptığı çalışma sonucunda yüzde 90'nın üyelikleri silindi. 2016 itibariyle sadece aktif 101 firma üyesiyle yoluna devam etme kararı alındı ve yurt genelinde yapılan yeni üyelerle birlikte 121 aktif üyeye ulaşıldı" şeklinde konuştu.
2019'DA YENİ OLUŞUMLAR SUNULACAK
2019 yılında önemli hamleler yapılacağının altını çizen Nazmi Durbakayım, "Mesela 2019 yeni bir proje üretim sistemin hayata geçmesi için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Yeni hayata geçecek projelerin devamlılığını garantiye alacak ve son tüketici açısından mağduriyetleri ortadan kaldıracak yeni bir sistemin çatısını oluşturmak için yasal düzenlemeler için ilgili kurumlara rapor hazırladık. Bu kapsamda projelerin uluslararası piyasalarda SPV (Special Purpose Vehicle) adı verilen iş ortaklığı veya ortak girişim benzeri “işe özel geçici şirketler' altında geliştirilmesini öneriyoruz. Bu sistemde arsa sahipleri de bu şirketlere hissedar olacak ve proje finansmanının teminatı olarak da SPV şirketinin hisseleri finans şirketlerine (bankalara) rehin edilecek" ifadelerini kullandı.
2019 yılının inşaat sektörü açısından umut yılı olduğunu aktaran Durbakayım, "2019'un konut kredi faizlerinin artışı nedeniyle ötelenen satışların devreye gireceğini, ekonomik belirsizlik nedeniyle bekletilen yeni projelerin hayata geçeceği bir yıl olacağını umut ediyoruz. Yabancı satışlarında büyük beklentilerimiz var. Ancak 2018'de teşvik edilen yabancıların beklediği bir tek şey kaldı; O da ‘Müktesep Hak'. Yurtdışı satışlarda ise kesinlikle yeni rekor seviyelere çıkılacağını ülkemize en az 15-20 milyar dolar dövizi girişi sağlanacağını öngörüyoruz. Yurtdışı satışın ihracat sayılmasıyla birlikte 50 bin üzeri satış ve 20-30 milyar dolarlık döviz girdisi ise önümüzdeki 3 yıllık hedef olarak belirledik" şeklinde konuştu.
REKOR BEKLENTİSİ YENİ YILDA DA SÜRECEK
Konut satış rakamlarında rekor beklentinin 2019 yılında da devam edeceğini ancak bu beklentinin daha gerçekçi olması için bazı yasal düzenlemeler ve mikro bazda ekonomik iyileşmelerin olması gerektiğine değinen Nazmi Durbakayım, "Mesela, KDV ve harç oranlarında sağlanan indirimin sürekli olması gibi. 2018 yılında devreye giren önlemler paketi içindeki KDV ve tapu alım satım harçlarında yapılan geçici süreli indirimler, daha ziyade 2. El konut ve işyeri satışlarına faydalı olmakla beraber sektörümüzün rahat nefes almasında büyük yardımcı olmaktadır. Arzumuz, söz konusu teşvikin 2019 yılında sürekli olarak ve sadece 1. El konut ve iş yerlerinde uygulanmasıdır. Diğer taraftan önümüzdeki yıl inşaat sektöründe sürdürülebilir büyüme ve Türkiye ekonomisine sürekli destek sağlanması bekleniyorsa arsa, demir çimento gibi ana maliyet kalemlerinin makul ve mantıklı seviyelerde olması gerekmektedir. Buna ek olarak konut alıcıların üzerindeki en önemli yük olan konut kredi faizlerinin de katlanılabilir seviyede olması kaçınılmazdı" ifadelerini kullandı.
KONUT FİYATLARI ARTABİLİR
2018 yılının orta döneminde yaşanan ekonomik darboğaz nedeniyle maliyetlerde artış olmasına rağmen bu durumun konut fiyatlarına yansımadığını belirten Durbakayım, "İnşaatçılar, 2019'da yapacağı yeni projelere yeni fiyatlarla başlayacaktır" dedi.
2019 yılı fiyat öngürülerinden bahseden Durbakayım, "2019'da fiyatların yüzde 25-35 seviyesinde artacağı yönünde. Diğer taraftan Kanal İstanbul gibi devasa bir proje ile birlikte, gerçekleşecek yeni projelerde yatay mimarinin ağırlık kazanacağını söyleyebiliriz. 2019'da sektörün gerçek dinamiklerine kavuşacağını umuyoruz. Bakanımız Sayın Murat Kurum'un altını çizdiği gibi 2019'da her önüne gelen inşaatçı olamayacak, her inşaatçı istediği projeyi istediği yere inşa edemeyecek" şeklinde konuştu.
"SEKTÖR ÖZ ELEŞTİRİDE BULUNMALI"
Toplantıya katılan İNDER Başkan Vekili Engin Keçeli, gayrimenkul sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2010-2016 döneminde ciddi bir konut balonu olduğuna yönelik izlenim olduğundan bahseden Keçeli, son 3 yılda sektörde yaşanan gelişmelerin bu izlenimin doğruluğunu teyit ettiğini belirterek bu balonun oluşmasındaki temel sebebin konut piyasasındaki arz talep dengesizliği olduğunu ifade etti. Sektörün öz eleştiride bulunması gerektiğini belirten Keçeli, "Gelinen noktada konut üreticileri ve bankaların kısmi finansal başarısızlıklar yaşayacağı anlamına geliyor" dedi.
Gayrimenkul sektörüne uzun dönemli bir plan yaparak destek sağlanması gerektiğini aktaran Keçeli, çözüm önerisi olarak, "Mevcut stoku belli bir finansal destek ile taşıyarak, fiyatlar istikrar kazanınca stokun elden çıkarılması için piyasa yapıcı bir faaliyet olarak da tasarlanabilir" yorumunu sundu.
Kontun sıradan bir ürün olmadığını ve dayanıklı bir mal olarak üretim-tüketim süreçleri nedeninden ötürü kendisine özel özelliklerinin bulunduğunu belirten Engin Keçeli, "Bu nedenle dayanıklı tüketim malı olan konutun bir özelliği de yatırım aracı olarak da kullanılmasıdır" dedi.
2018 YILI RAKAMLARI
Toplantıda İNDER tarafından hazırlanan 2018 yılı rakamlarına da yer verildi. Hazırlanan rapora göre, Türkiye genelinde 2018 yılının ilk 10 ayında toplam 1 milyon 148 bin 747 adet konut satıldı. 2017 yılında ise toplam 1 milyon 409 bin 314 konut satılmıştı. Yabancılara konut satışında ise yaklaşık 30.000 adet ve 6 milyar USD mertebelerinde. 2017 yılında bu rakam 22.234 idi.
Aynı raporda 2019 yılı beklentilerine de yer verildi. Buna göre, "Konut fiyatları 2004'de olduğu gibi -yeni konut projeleri olmadığından- daha hızlı artacak. Ayrıca kira artış oranları için açıklanan ÜFE oranı ile kira oranlarındaki artış, yatırım geri dönüş sürelerini kısaltacak. Şöyle ki, geçtiğimiz dönemde konut kiraları satış fiyatına göre geride kalmıştı. 25-30 yılı gören geri dönüş süreleri var idi, şimdi yüksek enflasyon nedeniyle kiralar hızlı yükselecek ve hızla tekrar 15-20 yılları göreceğiz. Bu durumda konutu tekrar cazip kılacak" maddesine yer verildi. Ayrıca sektörde yaşanan sıkışıklığın 2019 yılında yatırımcılar için fırsatlar oluşturabileceğine değinildi.