Önümüzdeki yıllarda akıllı şehirlerin önemi artacak
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından '8 Kasım Dünya Şehircilik Günü' kapsamında açıklama yapıldı. Açıklamada, Türkiye'nin tüm şehirlerinde depreme dayanıklı, çevre dostu yapılarla can ve mal güvenliğinin sağlanmasına öncelik verilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu; enerji verimli, çevre dostu, depreme dayanıklı yapılarda yaşamak ve gelecek nesillere daha sağlıklı şehirler bırakmak amacıyla sürdürülebilir yapılara odaklanmak gerektiğini ifade etti.
"NÜFUS ARTTIKÇA SORUNLAR DA ARTIYOR"
Dünya nüfusunun neredeyse yarısı şehirlerde yaşadığını, Birleşmiş Milletler'in 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 66'sının şehirlerde yaşayacağı öngörüsünden bahseden Türkiye İMSAD Başkanı Küçükoğlu, "2050 yılında şehir merkezlerinin fazladan 2,5 milyar insan barındıracağını göz önünde bulundurduğumuzda şehirlerin ve yaşadığımız mekânların yeniden planlanmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Tabii bununla birlikte şehirlerde yaşayan insan sayısı arttıkça şehrin sorunları da bir o kadar artış gösteriyor ve karmaşık hale geliyor. Nüfus artışı beraberinde altyapı, güvenlik, sağlık, atık ve konut açığı gibi yeni sorunları getiriyor. Tam da bu noktada akıllı şehirlerin ne denli önem kazandığını daha fazla idrak ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"DOĞAL AFETLERE KARŞI TOPLUM GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI"
Fay hattındaki şehirlerde riski depremin değil, güvensiz yapıların oluşturduğunu yaşanan depremlerle bir kez daha gördüklerini belirten Küçükkoğlu, "Dolayısıyla depremde ağır bedeller ödememek için şehirlerimizi bu gerçeklik çerçevesinde kurgulamalıyız. Günümüzde tüm şehirlerimizde önceliği çağdaş can ve mal güvenliğine vermeliyiz. Akıllı şehirler, akıllı altyapı ve üstyapılar; deprem, yangın, sel ve diğer doğal afetlere karşı toplumun güvenliğini sağlamalı. Çağdaş metodolojiler, malzemeler ve uygulamalarla uyarılar, su-elektrik-doğalgaz gibi kaynakların otomasyonu devreye alınmalı. Binalar atık haline getirilmeden, insanların kendilerini emniyette hissetmelerini sağlayacak çözümler üretilmeli. Örneğin; deprem anında toplu taşıma araçlarının güvenle durdurulması, insanların güvenli bir şekilde toplanma alanlarına yönlendirilmesi, ihtiyaçların anında temin edilmesi, iletişimin asla kesilmemesi sağlanmalı" diye konuştu.
"AKILLI ŞEHİRLER İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 'Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı'yla ilgili değerlendirmelerde bulunan Küçükoğlu, "Söz konusu eylem planı ile şehrin mevcut ve gelecek beklenti ve problemlerini şehrin tüm mekanlarında ve sistemlerinde tetikleyici güç haline getirmek, fiziksel, sosyal ve dijital planlamayı birlikte ele alabilmek, ortaya çıkan zorlukları sistematik, çevik ve sürdürülebilir bir şekilde öngörmek, tanımlamak ve karşılamak, şehir içindeki organizasyonel yapılar arası etkileşimi sağlayarak bütünleşik hizmet sunumu ve yenilik üretme potansiyelini ortaya çıkarmak amaçlanıyor. Biz Türkiye İMSAD olarak akıllı şehir yaklaşımı çerçevesinde daha iyi yaşam alanları oluşturmak, hem ülkemize hem de ekonomimize değer katmak için esas olan konunun kaynakları yönetmek olduğunun bilinciyle üzerimize düşen her türlü görev ve sorumluluğu almaya hazırız" şeklinde konuştu.