Sigorta Sektörü Hem Koruyor, Hem Zararları Karşılıyor!
Sigorta sektörünün reel olarak büyüdüğü Haziran 2015 sonunda, teknik karı 53 milyon TL, bilanço karı ise 230 milyon TL oldu…
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) düzenlenen basın toplantısında, sektörün 2015 yılı ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladı. Başkan Ramazan Ülger, Başkan Yardımcıları Uğur Gülen, Cemal Onaran, Yönetim Kurulu Üyeleri Taylan Türkölmez, Fikrettin Aksu, Hayat Dışı, Hayat ve Emeklilik Yönetim Komiteleri ile Genel Sekreter M. Akif Eroğlu’nun katıldığı toplantıda ayrıca son dönemde sigorta sektöründe yaşanan gelişmeler ve gelecek dönem beklentileri aktarıldı. Basın toplantısında konuşan TSB Başkanı Ramazan Ülger, “Sektörümüzdeki prim üretimi, Haziran 2011’de 8,9 milyar TL iken Haziran 2015 itibariyle 15 milyar TL’ye ulaştı. Dört yıl için yaklaşık yüzde 69’luk bir artış söz konusu, yıllık ortalama artış oranı yüzde 14’tür” dedi. Ülger, Türk sigorta sektörünün reel büyüme oranının bu yılın ilk 6 ayında yüzde 5,7’ye ulaştığını söyledi.
Sektörün 2014 yılı sonunda 79 milyar TL olan aktif büyüklüğü, 2015 yılının henüz ilk yarısında yüzde 10 artış ile 87 milyar TL’ye yükseldi. 'Öz sermaye/aktif büyüklük' oranı ise Haziran sonu itibariyle yüzde 13,5 olarak gerçekleşti. “Haziran 2015 itibariyle dönem sonu teknik karımız 53 milyon TL, bilanço karımız ise 230 milyon TL oldu. Hayat dışı branşlarda 216 milyon TL, emeklilikte 27 milyon TL zarar gerçekleşmesine rağmen, toplam teknik kâr açıklamamızı sağlayan hayat branşındaki 296 milyon TL’lik kar oldu” diyerek sözlerine devam eden TSB Başkanı Ramazan Ülger, sigorta sektörünün 2014 yılında sigortalılarına 77 trilyon TL teminat sağladığını belirtti. 2015 yılının ilk 6 ayında 9,4 milyar TL’lik zararı karşılayan sektör oto sigortalarında 4,7 milyar TL, oto dışı branşlarda 3,6 milyar TL, hayat sigortalarında 1,1 milyar TL tazminat ve hasar ödemesi yaptı. Hayat sigortalarında ödenen bu tazminatın 391 milyon TL’si krediyle bağlantılı hayat sigortası poliçeleri kapsamında ödendi, vefat eden 74 bin 620 kişinin varisleri ödeme alarak kredi borcunu ödemekten kurtuldu.
Sektördeki yabancı sermaye oranının yüzde 70’e ulaştığını aktaran TSB Başkanı Ramazan Ülger, bunun ülkemiz sigortacılığına duyulan güveni göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak “Küresel tecrübelerin ve birikimlerin ülkemiz sigorta piyasasına taşınması açısından yabancı oyuncuların varlığını önemsiyoruz. Sigortalılarımızı gelişmelerden ve yeniliklerden maksimum ölçüde yararlandırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sigorta sektörü bir yandan hasarları karşılarken, diğer yandan önlem alınmasını sağlayarak riskleri azalttı. Ülger, “Dünyada son dönemde gerçekleşen büyük afet ve felaketlerden Katrina Kasırgası, 11 Eylül saldırıları ve 2011 Japonya depreminde sigorta sektörü toplam hasarın yüzde 23’ünü karşıladı. Türkiye’de ise özel sigortalarca ödenen hasarlar, Van ve Kocaeli depremlerinde oluşan hasarın yüzde 15’ini kapsamaktadır. Ülkemizde afet sigortalarının penetrasyonunun dünya standartlarına erişmesi devletin maliyetlerini yüzlerce milyon lira aşağı çekmekle kalmayıp aynı zamanda bir sonraki muhtemel afetten önce gerekli altyapı yatırımlarının yapılmasına finansman sağlayacak ve deprem ile diğer felaketlerin etkilerinin düşürülmesine yardımcı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Sigorta sektörünün devletin yükünü de hafiflettiğinin altını çizen TSB Başkanı Ramazan Ülger “Son 5 yılda devlet destekli tarım sigortaları kapsamında 1,6 milyar TL, zorunlu deprem sigortası kapsamında 141 milyon TL ve sağlık sigortası kapsamında 8,1 milyar TL ödendi” dedi.
Konuşmasında zorunlu deprem sigortası sigortalılık oranı gelişimine de dikkat çeken Ülger “Van’da deprem öncesinde sadece 7.305 poliçemiz vardı ve toplamda 123 milyon TL tazminat ödeyerek sigortalılarımızın yaralarını sarmaya çalıştık. Bugün 22.576 konut Van’da sigortalı. Toplam konutların yüzde 28’ine tekabül eden bu rakamın daha da artacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Sunumunda sigorta sektörünün kurumlar ve bireyler için faydalarına da değinen Ülger, sektörün sadece zararları karşılamadığını aynı zamanda sigortalılarını koruyarak, kaynak da oluşturduğunu aktardı. Toplam fon tutarı 76 milyar TL’ye ulaşan sigorta ve emeklilik sektörü, 33,5 milyar TL’yi kamu borçlanma araçlarında, 7 milyar TL’yi sermaye piyasası araçlarında, 1,4 milyar TL’yi ise özel sektör borçlanma araçlarında değerlendirdi.
“SEKTÖR HALA GELİŞİME AÇIK”
Sektörün gelişimi için özellikle kişi başına düşen prim üretiminin ve penetrasyonun artırılması gerektiğini vurgulayan Ülger, “Kişi başına düşen prim üretiminin dünya ortalaması 662 dolar. Bu rakam Asya ülkelerinde 307 dolar iken, biz henüz 153 dolar ile oldukça gerilerde yer alıyoruz. Aynı durum penetrasyon için de geçerli. 2014 yılında yüzde 1,4 olan Türkiye sigorta penetrasyonu, yüzde 6,2 olan dünya sigorta penetrasyon oranın oldukça altında yer alıyor. Oysa oldukça küçük primlerle büyük teminatlar sunduğumuzu söyleyebilirim” dedi.
2006 yılından bu yana şirketlerin trafik sigortalarında toplamda 5 milyar TL zarar açıkladığının altını çizen Ülger, Haziran 2015 itibariyle trafikteki araçların yüzde 82,3’ünün trafik sigortasına sahip olduğunu belirterek, bu oranın 15.692.557 adet araca tekabül ettiğini sözlerine ekledi. Trafikteki sadece 5.290.561 adet aracın kasko sigortası bulunuyor. Ülger, sigorta şirketlerinin prim belirlerken dikkat ettiği kriterleri; sürücünün önceki yıllarda kaza yapıp yapmaması, ödenen hasar miktarı, sürücü yaşı, araç türü ve yaşı, ehliyet yaşı, bulunduğu il veya ilçe olarak sıraladı.
1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni trafik sigortası genel şartlarında teminat dışında kalan hallerin günün koşullarına göre revize edildiğini söyleyen Ülger sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni sistemde tazminat hesaplamalarında standardizasyona gidildi. Ayrıca artık kusurlu sürücünün vefatı halinde yakınları sigorta şirketinden tazminat talep edemeyecek. Diğer taraftan teminat tanımları netleştirildi. Son olarak genel şartlarda yer alan karayolu/eşdeğer ve orijinal parça vb. kavramların tanımlarına yer verildi”.
Toplantıda, 2013’te başlayan devlet katkısıyla birlikte daha fazla ilgi gören ve gittikçe büyüyen Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) Eylül 2015 itibariyle katılımcı sayısının 5,7 milyonu aştığı, BES’teki toplam fon tutarının ise 43,6 milyar TL’ye ulaştı belirtildi.
1 Ekim itibariyle geçilecek 'Yıllık Gelir Sigortası' sistemi ise BES’te emeklilik hakkı kazanan katılımcılara birikimlerini hayat boyu almaları imkanı sağlanacak. 56 yaş ve üzerindeki kişilere sunulacak maaş ödemeleri, her yıl TÜFE oranında artırılacak. İHA